3 Mayıs 2011 Salı

Nefes Alıyor Hayaletim

www.tips-fb.com


Her gece günlük tutardı izlerim. Sayfalar dolusu yazardım, yine de bitiremezdim. Soluğunu tamamlıyordu dünya bir çırpıda. Masumiyetti geride kalan ve bizler masumduk nasılsa.


Topluca ölmek istedik önce. Bir gram akmayacaktı gözyaşlarımız. Ardımıza dönüp bakmayacaktık, o kadar kararlıydık. Nedensiz bir yaz günü, mezarlık kadar bir vatana sıkışacaktık. Sığabildiğimiz kadar rahat edecek, ölebildiğimiz kadar yaşayacaktık. Bilmez miydik sus pus ölümler daha acı verirdi arkada kalanlara? Neden bu kadar sancılıydık ölürken? Neyi doğuruyorduk böyle paldır küldür giderken?

En mükemmelinden bir şampanya içtik önce. Beklemiyorduk hiçbirimiz, giderken akşamdan kalma hallerde olmayı. Dileklerimiz gerçek olsaydı, huzurlu olabilirdik belki biz de. Yapmacık vicdan azaplarımız olmazdı, vicdanımıza pansuman yapmazdık belki de. Hiçbir hastane çaresiz kalmazdı bilinmeyen hastalıklarımız karşısında. Keşfedemezdi kimse derdimizi, derman olmak bu yüzden mümkün değildi. Hep demez miydik bizler dermansız dertlerden değil, vicdanımızdaki kan kaybından öleceğiz diye? İşte, bugün kan kaybından ölme vaktiydi yine.

Kim bilir, belki biraz da sevda kırıntıları kalmıştı içimizde. Sahi, kaç bin sevda kırıntısı bir aşka eş değerdi? Biliyorduk, biz bir aşk kadar bile edememiştik. Gitmeyi bu yüzden seçmişti belki de evcil hayvanlarımız. Tek bir aşk kadar bile etmeyen yüreklerimizle; ne bir tavşanı, ne de bir kediyi sevemezdik. Onları kucaklarımızda taşırken buz gibi bir yerde, onlar terk etmişlerdi bizi vefasız birer hamleyle. Öyle ya, giden herkes vefasızdı sonuçta. Kalan her zaman masumdu ve asla hiçbir suçu yoktu.

Derken, sıkı sıkı tuttuğumuz beklentilerimiz de terk etti bizi. Sürgün vakti miydi neydi? Herkes gidiyor muydu yani? Öyle gibiydi. Bir biz kalıyorduk. Bir tek biz gidemiyorduk. Ah, bu demek oluyordu ki gitgide masumlaşıyorduk. Kalanların masumiyeti bizde de can buluyordu şimdi. Ne hoş, gidenleri kötüleme vakti! Ağız dolusu küfredebilirdik şimdi. 

Neyse ki gidenlerin doğal kulak tıkaçları oldu hep kulaklarında. Herhangi bir yerden satın alınamayan ve sadece giderken bir anda ortaya çıkan kulak tıkaçlarından. O yüzdendir ki duymazlar arkalarından gelen hiçbir sesi. Gerçekten gitmek böyledir çünkü. Bir anda sağır ve dilsiz olmak gibi...

Belki de birçoğumuz bu yüzden gidemedik. Kulaklarımızdaki kendiliğinden oluşan o tıkaçları asla sevemedik. Belki sevseydik, arkada kalanların yalancı masumiyetlerine ihtiyacımız olmazdı. Ve karalanmazdı isimlerimiz, bir anda ve sinsice. Kim bilir, kahraman ilan edilirdik belki de.

Belki de yıldızlar sönük kalırdı bizim şöhretimiz yer ettiğinde, her yerde.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets