3 Mayıs 2011 Salı

Aynalara Yansımayanlar

www.tips-fb.com






Hırsla bakarken aynalara, bizler görünmez olmuştuk aslında.










"Ne yapıyorsun sen?"
 "Uyuyorum."
 "Gözlerin açıkken mi?"
 "Bazen açıyorum, bazen kapatıyorum."
 "Buna uyumak mı diyorsun?"
 "Üstüme gelme işte, ben de böyle uyuyorum."
 

Gitmedim üstüne daha fazla. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken, yanımızda duran diğer arkadaşım kahkahayı basmıştı çoktan. "Sen tuhaf mısın?" diye sorup sorup yeni bir kahkaha patlatıyordu. Ama o, yine bir gözü açık halde sözde uykusuna devam ediyor, cevap vermiyordu. 

Haklıydı; o böyle uyuyordu.

"Ne yani, onca boş zamanda sinemanın önünden defalarca geçtin ama o yeni filme gitmedin, öyle mi?"
 "Hı-hı."
 "Neden?"
 "Ben sevmiyorum öyle vurdulu kırdılı şeyleri."
 "Ama bir çeşit kahraman onlar. Nasıl hazmedebiliyorsun bu kadar geri planda kalmayı?"
 "Üstüme gelme işte, ben de böyle mutluyum."
 

Onun da üstüne gitmedim. Yine şaşkın bakışlarımla "Nasıl yani?"lerimi düşünürken bu kez gülme sırası bir gözü açık uyuyan arkadaşımdaydı."Çürüyeceksin evde otur otur!" diye sayıklıyor, bir taraftan da fazla gülmekten gözünden gelen yaşları siliyordu. O ise, oturmaya devam ediyordu. 

Haklıydı; o böyle mutluydu.

Herkes haklıydı aslında. Aynaya baktığımızda gördüklerimiz farklı değil miydi her defasında? Benliğimiz bile bunca değişirken, kişilik ayrımlarını yadırgıyor olmamız neden? Bu soruya ben de yanıt veremiyorum. Çünkü her farklılığa şaşkın bakışlarımı iliştirmekten kendimi alamıyorum. Öyle ki içimde, ben nasılsam herkes öyle olmalıymış hissini taşıyorum. İstemsizce...

Sonra öyle bir an geliyor ki, biri çıkıyor ve tıpkı ben gibi davranıyor. Tıpa tıp aynı olamaz elbette, en azından genlerimiz değişiktir bir yerde. Yine de öyle çok benziyor ki bana, bir anda baktığımı sanıyorum görünmez bir aynaya. Yokluyorum boşluğu, sözde aynayı bulacağım ya! Yok ki öyle bir ayna, bulamıyorum. 

Aynanın yokluğuna inandığım noktada hırslanıyorum bu kez. Hani ben eşsizdim, hani ben biriciktim? Şimdi nereden çıkıverdi bu benzerim? Tahammül edemiyorum, geç olmuyor bunu fark edişim. Benzerliklerimizi yırtıp atasım geliyor. Yırttıktan sonra atmaktan vazgeçiyorum, yakmak istiyorum en olağanca hırsımla! Dayanamıyorum birinin ben gibi oluşuna.

İçimdeki savaş sonlanınca, yazının başına dönüyorum. Şaşırma dağının doruğundayım bu kez! Hatta öyle yüksek ki üşüyorum. Sahi, hani kızdırıyordu uçurum misali tüm farklar beni? Bir benzerimle karşılaşmak neden şimdi ağır geldi? Utanıyorum kendimden. Yine de ödün vermiyorum hislerimden.

Nereye koysam başımı, bir nevi taş yastık. Hırslarımla her savaşımda kalbimde yeni bir yara, yeni bir kırık. Bir tek ben miyim böylesine yorgun düşen? Bakmayın öyle, sizlerin minik birer müsvettesiyim ben. Merak etmeyin, benzemiyorum hiçbirinize. Büyük farklarla ayrılmıyoruz da herhangi bir yerde. Sizin hırslanacağınız türden değilim. Sadece biraz size benzerim, biraz kendime. Aynalara bakmaya gerek yok, görünmem bile. 

Aslında, en olmadık zamanlarda devreye soktuk hırslarımızı. Önce farklarımızı yadırgadık, sonra aynı olanlarımızı. Neye benzeyeceğini şaşırdı bazıları, kimisi taş yastıklara çakılı kaldı. Belli olmaz, gün gelir hem birbirimiz kadar, hem de birbirimizden farklı oluveririz. Belki o zaman, iç hırslarımızı yeneriz.

Hırslarınızı avlayabildiğiniz bir hafta dileğiyle. Aynalarınız güzelliklerinizi göstersin sadece.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets