Tek taşımızı kendimiz de alırız. Tüm isteğimizi mis gibi bir ana saklarız.
Başlıktaki soruya cevap vererek başlamak istiyorum yazıma. Kadınlar çiçek ister! Ne o, şaşırdınız mı beyler? Şaşılacak bir şey yok aslında, bu bir gerçektir asırlardır süregelen. Ve birçok beyefendi, bu gerçekten kaçmayı tercih ediyor onu kabullenmek yerine. Oysa bir çiçek pek çok şeyi kolayca anlatır sevdiğinize.
Mesela papatya... Sevilene verilebilecek en masum hediye… El ele yürürken takın kadınınızın saçına ve dinleyin ondaki bahar seslerini. O sizi zaten anlayacaktır, hissedecektir söylemek istediklerinizi. Papatya -eğer bir de kar beyazsa- bir kadına masumluğunu anlatmanın en duygulu yolu oluverir bir anda. Özellikle ilklerini yaşayan bir kadına, bu anın masum ve unutulmaz olduğunun göstergesi olarak verildiği vakit, o erkek de sonsuza dek unutulmaz olarak kalacaktır kadında. Ve diğer taraftan da"Seninle tüm düşüncelerim uyuşuyor, hayat görüşüme uyuyorsun." mesajı vermek istiyorsanız, papatyadan şaşmamalısınız.
Bir diğer mis kokulu güzellik, karanfil... Öyle pahalı çiçekler gibi değildir. Lâkin, bir kadına verildiği vakit yüreğine aşk tohumları ekecektir. Destansı bir mutluluk örmekse niyetiniz, kadınınıza bir tek karanfil veriniz. Hayat zor, olur da kara ayrılık araya girerse "Seni asla unutmayacağım." mesajı verebilirsiniz pembe bir karanfille.
Gelelim sümbüle... Asi ancak bir o kadar da ürkek hüzün çiçeğine... En melankolik çiçek olmasının yanı sıra, içindeki hüznü aynen aktarır karşı tarafa. Olur da kadınınızı üzerseniz hata kaza, mor bir sümbülle ne kadar üzgün olduğunuzu anlatın ona. Bir de akşam yemeği ayarlayın en özenilmişinden ve masanızı o eşsiz kokuyla süsleyin. Öyle ki kadınlar, hüznü bile severler duyarlı ve romantik bir aşk tarafından geldiyse. Kadınınıza sizden gelen hüznü sevdirin bir mor sümbül ile.
Ve çiçeklerin en şatafatlısı; orkide! Romantizm uzmanı olduğunuzun göstergesi elbette. Bir kadına orkide verdiğiniz vakit, parlayan gözlerindeki aşkı doya doya seyredebilirsiniz. Orkideler arasında buram buram aşk kokan bir kadın hayal edin. Ve ona "Aşkım, sen bu dünyanın en güzel ve en alımlı kadınısın." mesajını bir beyaz orkide ile verin. Ah, elbette uzaktaki sevgilinize küçük bir kutu çikolata ile sürpriz yapmayı da ihmal etmeyin.
Elbette aşkın olmazsa olmazı, aşka yakıştırılmış en güzel çiçek; gül... Kadınınızı gülümsetmenin en kolay yolu ona kırmızı bir gül almaktır. Sessizce ve konuşmadan "Seni seviyorum." demenin başka bir yolu daha var mıdır? Bir tek gül çok şey söyler sizin yerinize. Beyazsa eğer, kadınınıza duyduğunuz arzuyu ifade eder. Mükemmel anlar, beyaz bir gülden geçer. Öte yandan, kırmızı gülde saklıdır aşka dair söylenmeyi bekleyen tüm güzel sözler. Bakmayın siz onun sıradanlaştığına. Bir kırmızı gül sayesinde rahatça ilerlersiniz kadınınızın kalbini fethetme yolunda.
Burada sayamadığım ancak her bir çiçeğin kokusunda saklı nice anlam, bir kadına bahşedilebilecek en zarif armağandır. Kadınlar aslında çok şey istemezler. Bir tek çiçekle tüm hüzünleri diner, kalpleri aşkla çarpmaya ve ruhları erkeğine doğru akmaya başlar. Çünkü doğal seksepalitesini yaseminden, erkeğin aklında yer etme gücünü menekşeden, aşık edebilme yeteneğini laleden, her şeye rağmen sergilediği vakurluğunu açelyadan almıştır kadın. Erkeğe düşen de tüm çiçekler kadar güzel fakat her birinden farklı kokan kadınının ayaklarına çiçekler sermektir. Abartı gibi gelebilir, ama kadın tüm çiçekleri ayrı ayrı hak eden en nadide çiçektir.
Onu koklayabilmek için biraz fedakâr olmak gerekir.
Kadın, fedakârlığı hak edecek kadar güzel bir varlık değil midir?
Öyledir.
