8 Mayıs 2011 Pazar

Anneler Günü Anısına

www.tips-fb.com
- Aaa! Ne yemeği o?
- Taze fasulye.
- Hiii, ondan yapsana bana.
- Neyden? 
- Hani yapıyordun ya ekmekle. Hadi anne!



Çocuk aklımla en keyif aldığım şeydi, taze fasulye pişerken suyuyla soslanmış ekmek yemek. Her çeşit kebabı denemişimdir, tatmadığım lezzet neredeyse yok gibidir; fakat bu, asla ve hiçbir yemekten alamadığım bir lezzettir. Annemin diğer yemeklerde de bunu yapmışlığı vardır belki lakin benim hafızamda yer eden yemek sosu, taze fasülyeye aittir.

Yaptığı yüzlerce yemek arasından bunu hatırlayışım neden sebeptir bilmiyorum ama 25 yaşımda fark ettiğim bir şey var annemle ilgili aslında: Annelerin verdiği mutluluklar küçük şeylerden doğarlar, lakin büyük şeyleri kıskandıracak kadar devasa olurlar. O zamanlar kreşe gidiyor olmam yüzünden miydi bilmiyorum, çok özlerdim annemi her gün ve tekrar tekrar. Kreşte önümüze koyulan o ağız sulandırıcı yemekler asla lezzetli gelmediler bana, annemin elinden yediğim bir dilim peynir kadar. 5 yaşında mıydım neydim. Annemin elinden yediğim lokmayı ağzımda çiğnerken çözmeye çalışıyordu o minicik beynim:

"Annemin ellerinde ne var acaba da bu ekmek dilimi bu kadar lezzetli ki?"

Annemin ellerinde, bu zamana kadar kimsede yaşamadığım şefkat vardı demek ki.

Beni çok sevdiğini söyleyen ve bunun gerçek olduğuna inandığım kişilerin yanında, oturup hüngür hüngür ağladım defalarca. Birkaç kereden sonra sıkıldı her biri, artık ağlamalarım onlar için bir şey ifade etmez hale geldi. Fakat bir tek kişi ben ağlarken ciğerinden bir şeyler kopup gidiyormuşçasına hüzünlendi. Ve ne zaman boğulsam hıçkırıklara, en büyük derdini dahi bırakıp bana kol kanat gerdi. Önüme set gibi gerildi, her derdime derman olmak için yıllarını verdi. Yeri geldi, anının en büyük sorunu ben oldum. Kıyamadı, affetti. Yeri geldi, hayal kırıklığına uğrattım onu, tekrar tekrar ve yeniden güvendi. Benden asla vazgeçmedi.

Çünkü o benim annemdi.

Bu yüzdendir ki bu yılki anneler gününde onun yanında olamadığım için buğulanıyor gözlerim. Birkaç anneler günüdür böyleyiz. Uzaklıklar hatlara yüklenmiş bedava görüşmelerle kısalmıyor ne yazık ki. Sarılmanın, dizinde uyumanın, dertleşmenin, kol kola gezip tozmanın yerini tutmuyor hiçbir mutluluk yahut sevinç. Yine de şanslıyım ben. Ve nefes aldığım her an, "Senin gibi bi' evladım olduğu için çok şanslıyım." cümlesini diliyorum annemden.

Aramızdaki bağın hakkını verebilmek içindir ki tüm dünya dizilse önüme ve yanımda annem kalsa sadece, yalnız hissetmem kendimi. Kimi zaman asileşse de ruhum, onun -en azından benimle ilgili- hayallerini gerçekleştirebilmek benim tek arzum. Yitirdiğim her şeyin ardından o benim dayanağım, o benim avuntum, o benim masum kalmış çocukluğum...

O benim annem.

Tek bir şey yarışabilirdi annemin ellerinin lezzetiyle ve sadece bir tek kişiyi denk tutabilirdim onun sevgisiyle... O varken hayatımda, benim iki annem var gibiydi. Benim için en az annem kadar endişelenir, en az annem kadar severdi beni. Ve ben, ona gitme diye yalvarırken, o yine bildiği doğrunun peşinden gitti. Vakur hallerini asla kaybetmedi. Hep dua ederdi gitmelerine dair, dualarında dilediği şekilde kapattı hayata gözlerini.

O benim, herkesten farklı ve üzerimde emekleri yığılı, anneannemdi.

Ellerinden yediğim en lezzetli şeyse, sokakta oynarken acıktığımızı fark etmeyiz korkusuyla ellerimize tutuşturduğu, üzerine şeker serpiştirilmiş, yoğurtlu ekmeklerdi.

Biliyorum, gittiği yerden hâlâ izliyor bizi. Bunu duygusal cümlelerden biri olsun diye söylemiyorum, gerçekten hissediyorum. Ne zaman üzülsek yokluğuna, o gece giriyor rüyalarımıza. Ne zaman ihtiyaç duysak ona, çıkıp geliyor ansızın ve hissettirmeden yanımıza. Özellikle annemi yalnız bırakmıyor asla. Hep derdi, "Anne olmak çok zor, ileride anlarsın." diye. Az çok anlıyorum anneannem, seni ve annemi gördükçe. Sen hâlâ oralardan annemi gözetlersin, annem senin yokluğunu kalbine gömer ve benim derdime düşer.

Biliyorum, annelik çok zor. Bunu sadece anne olabilenler idrak eder.

Anneliğin ne kutsal bir duygu olduğunu bana gösteren anneciğime ve canım anneanneme ithaf edilmiştir bu yazı. Şimdi tek dileğim, annemin bu satırları okurken ağlamaması. Zira biliyoruz ki biz, yaşam sürdüğü sürece birbirimize en büyük desteğiz. Anneannemin duaları da hâlâ üstümüzde ve yaşarken ettiği tüm duaları emanet bıraktı bize.

25 yaşımda hâlâ, bi' taze fasulye suyuyla soslanmış ekmeği, bi' de şekerli ve yoğurtlu ekmek dilimlerini değişmem hiçbir süslü yemeğe. Ve o ekmekleri hazırlayan iki kadın... Değişilmezim hâlâ, kıyaslayamam başka hiçbir sevgiyle.

Anneler günün kutlu olsun annem.

Anneler günün kutlu olsun anneannem.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets