4 Nisan 2012 Çarşamba

"Değiştim Ben Sevgilim"

www.tips-fb.com




Bu yazıda sevmek; aslında bir başkasına kanat hediye etmek...







A.Ş.K. Neyin Kısaltması?
Yolda Üç Kişi
Git Kendini Çok Sevdirmeden
Bu İşte Bir Yalnızlık Var
Selanik'te Sonbahar


Evet, bahsettiğim şey kitaplar değil; bir yazar. Tuna Kiremitçi ve onun insanı şaşırtan kalemi... Aslında çoğu kez samimiyetsiz bulmuşumdur kendisini. İclal Aydın öncesi ve İclal Aydın sonrası kadardır gözümdeki yeri. Lakin dedim ya, şaşırtıyor insanı kimi zaman. 


Yıl 2012, günlerden 4 Nisan...


Ve Tuna Kiremitçi öyle bir köşe yazısı yazmış ki, aslında her şeyi özetliyor. Bugüne kadar yazdıklarımı, yazacaklarımı ve içim(iz)de kalanları...


Bu sebepten ben susuyorum, Hürriyet'te yayımlanan "Değiştim Ben Sevgilim" adlı yazı konuşuyor.


Aslında pek sevmediğim alıntı yapma meselesi de bugünlük rafa kalkıyor.


Buyrunuz, aynaya bakıp düşününüz, en çok da ibret alınız.


Alabilirseniz...




Değiştim Ben Sevgilim


"Bana bir şans ver." dedi adam, "Sana artık aynı kişi olmadığımı ispatlayayım."


Kadının gözleri inançsız bakıyordu: "Nasıl olacakmış o?"


"Sadece biraz zaman... Çok değil. Pişman olmayacaksın."


Bir kıyı kahvesindeydiler. Hafta içi olduğundan, fazla kimse yoktu. Boğazdan bir gemi geçiyordu; uzaktan, uzaklara.


"Bu lafları çok duydum." dedi kadın.


"Biliyorum. Ama bu sefer farklı. Ne kadar değiştiğime inanamayacaksın."


"İnsanlar değişmez. Bunu bana sen öğrettin."


"Tamam işte!" dedi adam, gözlerinde acayip bir parlamayla: "Artık insan değilim ben!"


Kadın tedirgin olmuştu: "Ne demek istiyorsun?"


"Dur hemen göstereyim." dedi adam ve titremeye başladı. Titreme giderek yükseldi, ürkütücü bir hal aldı. Sara krizi geçiriyordu sanki.


"Lütfen kes şunu!" dedi kadın, "Beni korkutuyorsun!"


Adam onu duymuyordu. Titremeye devam etti. Titrerken sırtından bir çatırtı duyuldu. Dehşete kapılmıştı kadın. Derken adamın omuzlarından yükselen şeyi fark etti. Tüylü, rüzgârla oynayan, bembeyaz şeyler... Adam titredikçe o bembeyaz şeyler bir tür kanata dönüştü. O kadar büyüdüler ki, adam masayla sandalye arasına sığmadığından ayağa kalkmak zorunda kaldı. Şimdi sadece kadın değil kahvedeki herkes şaşkınlıkla bakıyordu. 


Kanatlar son şeklini aldığında adamın titremesi de bitmişti. Peçeteyle sildi alnındaki teri. Kanatları toplayıp oturdu yerine. 


"Demiştim ben sana." dedi, "Değiştim ben sevgilim."


Kadın çekinerek uzanıp dokundu adamın kanatlarına: "Ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum."


Adam, "Ne güzeller değil mi?" dedi övünerek, "Ne kadar şahaneler. Sanki birer sanat eseri. Onlara sahip olmak için çok uğraştım. Ama değdi sonunda!"


"Sana bir şey söylemem lazım." dedi kadın.


"Hele uçmaya başladığımda o kadar güzel oluyorlar ki. Meğer beni göstermeyen bunlarmış."


"Söyleyeceğim şey önemli..."


Ama adam dinlemiyordu: "Bazen ayna karşısına geçip saatlerce seyrediyorum. İnsanı büyülüyorlar."


Sonunda kadın dayanamadı: "Ben başkasını seviyorum Muzaffer."


Söz bomba gibi düşmüştü kanatlarla kadının arasına. Dünya durmuştu sanki. Acı verici sessizliği adamın sorusu bozdu:


"Senin için yaptığım onca şeyden sonra ha? Peki ama kimi?"


"Kendine değil, bana aşık birini..." dedi kadın.


Sonra cevap beklemeden kalktı, arkasına bile bakmadan yürüdü gitti. Adam çaresiz bakakaldı arkasından. Kanatlarını toplayıp küçüldü sandalyesinde, ne yapacağını bilemedi.


O boynu bükük otururken garson geldi: "Abi güzelmiş kanatlar..."


"Değil mi?" diye coşkuyla cevapladı adam: "Sen onları bir de havada göreceksin!"



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets