12 Ekim 2011 Çarşamba

Bazı Acılar Klişedir, Onlara Gülmek Serbesttir

www.tips-fb.com



Bu, olabildiğince klişe bir hikaye. Okumayı sevmeyen biriysen, aç bi' Yeşilçam filmi izle.






Gözlerimi kapattım. Adın, sayıkladığım yerde duruyordu hâlâ. Sen bir adım gelseydin bana, ben milyon kere yanardım sana. Oysa, hiçbir zaman hiçbir yerde birleşmeyecekti ellerimiz. Bunu biliyorduk ikimiz de, zaten bu yüzden değil miydi tüm sinirimiz, öfkemiz?

"Biliyorum, asla mutlu olamayacağız." dedi genç adam, yanında duran sarı saçlı, beyaz tenli genç kıza.

Kızın gözlerindeki ışıltı söndü. Aklında binbir tilki dönüyordu. Hiçbiri, kafa karıştırmak için gelmemişti. Hepsi kahkahalarla gülüyordu. Dalga geçiliyordu aşkıyla, sanki ruhu ölüyordu.

"Ama kavuşacağız bir gün. İnanıyorum ben." dedi. Ürkek ses tonu tuhaf bir tınıya sahipti. Hem tüm ülkeye yayılıyor hem de yanıbaşındaki bile onu duyamıyordu.

"Kavuşsak da mutlu olamayacağız. Biz ayrı dünyaların insanıyız."

Ne komik! Rüyadaymış demek. Hayır rüya değil bu, bir çeşit kabus, evet! Çünkü kimse kimseye demez gerçek hayatta, "Biz ayrı dünyaların insanıyız." diye. Ya filmlerde olur bu, ya da gerçek olmayan başka bir gezegende. Komik, çok komik hem de! Yeşilçam filmlerinde söylendiğinde, herkesin güldüğü kadar komik işte.

"Dalga geçme artık, hadi gel uzan yanıma."
"Dalga geçmiyorum Elenora."
"Dalga geçiyorsun. Sizin filmlerinizde bu cümle ne zaman söylense, herkes gülüyor. Basbaya dalga geçiyorsun."
"Bu öyle bir şey değil. Komik olduğu için gülmüyor insanlar. Klişe olduğu için gülüyorlar."
"Klişe mi?"
"Evet, her filmde aynı replik... Sıkıldı Türk insanı bu cümleyi duymaktan."
"Sen de benden sıkıldın o zaman..."
"Öyle demedim."
"Ama aksini de söylemedin?"

Sustu Derman, gözlerini yere dikip sustu öylece. Elenora'ya verebilecek bir cevabı yoktu yine. Uzun zamandır boğazında düğümlenen söylenememiş yığınla cümleden sonra, her zaman yaptığı gibi susacaktı işte. Derman kalmamıştı, Elenora'nın bebek kalbini büyyüttüğü ellerinde. Oysa, yara bere içinde bir kalbi teslim almıştı bundan 7 yıl önce. Tamir etmişti onu, sevmişti, iyileştirmişti. Genç kızın feri gitmiş gözlerine yeryüzünün tüm ışıkları inmişti.

Şimdi, o gözlerdeki ışığın katili kimdi?

Bu hikayenin doktoru, aynı zamanda katiliydi.

Elenora ölüyordu belli ki.

###

Gitti Derman. Ardına bakmaya yüzü yoktu, sadece gitti. Elenora neyin ne olduğunu anlayamayacak kadar çaresizdi şimdi. Neydi aralarındaki aşılamayan mesafe, neydi onların çözülemeyen derdi? Hem ilk zamanlar Derman ne söz vermişti? Adının hakkını verip, Elenora'ya derman olmayacak mıydı? Her zaman sevmeyecek miydi onu, ilk günkü gibi?

Oturdu olduğu yere genç kız. Gözyaşları belli oluyordu sarı bir aralıktan. Gözyaşlarını saklamak için sarı saçları yüzüne dökülüyordu Allah'tan. Ne olacaktı ki biri ağladığını görseydi? Yitip giden gururu sanki o zaman çıkagelecekti. Gurursuzdu genç kız artık. Terk edilmişti. Kandırılmıştı bundan yedi yıl önce, yüreği.

Biraz sonra kendine geldi. Etrafına bakındı, tanıdık bir şeyler aradı. Bilmiyordu bu yeri, hatırlamıyordu buraya nasıl geldiğini. Ellerinin arasındaki balkon demirine baktı. Sonra da aşağıya...

Burası, tüm acısını dindirecek kadar yüksekti galiba.

Eğildi biraz daha. Görmek istiyordu son nefesinin düşeceği yeri. Gördü. Doğruldu usulca. Ve bilmediği bir boşluğa bıraktı anılarını, yavaşça.

###

Derman hiç bilemedi Elenora'nın akıbetini. Aynı gün bir başkasıyla evlenmişti çünkü. Söz vermişti karısına, Elenora'dan haber almayacağına dair, bir daha. Sözünü tuttu Derman. Söz namustu ya onun nazarında!

Elenora'ya verdiği sözleri tutamadı diye, genç kadın kendini de bırakmıştı bilinmeyene. Onu bu hayatta tutabilecek nesi kalmıştı ki? Nefes alma sebebi miydi, Derman'ın tutmadığı sözleri?

###

Herkes basit bir aşk hikayesi gibi okurdu bu ve buna benzer satırları. Oysa bu kileşe hikaye, hayatın en acı simasıydı. Bir ölüm acısı, bir aşk acısı... Var mı bunlardan daha sancılısı? Aşk acısına birkaç dakika dahi tahammül edemeyecek kadar sevmiş yürekler, bir basamak daha fazla acırlar. Aşkın acısı çok gelir, ölüm acısına gülümseyerek giderler.

"Ayrı dünyaların insanıyız."

"Terk edilince intihar etti."

İşte size hem alabildiğine klişe, hem de alabildiğine acı iki cümle.

Sahi, gülüp geçiyoruz hâlâ ikisine de değil mi, her söylendiğinde?

Acıya gülmek de artık klişe.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets