14 Ekim 2011 Cuma

Bir Dilek Tuttum

www.tips-fb.com




Ağaç dallarına asılmış ağır hayallerim vardı. Ağacın dalları eğildi, ama kırılmadı. Pembe Ses umutlarıma şöyle bir baktı ve ekledi: "Her biri sana öyle yakın ki!"








Nedir yeryüzüne dair tuttuğun, en büyük dileğin? Gözlerini kapattığında, ne söylüyor hayallerin? Renkli balonlar mı uçuşuyor gökyüzünde, yahut beyaz bir gelinlik mi beliriyor gözünün önünde? Bir çocuk koşarak boynuna mı sarılıyor? Bir bina dolusu insan, önünde mi eğiliyor?
 
 
Hangisi senin hayalin?

Kaç yaşında olursan ol, asla vazgeçemediğin..?

###

Benim hayallerim bir ağacın dalında asılı halde. Dilek tuttum ve bağladım her birini, bir ağacın heybetine. Çocukluğumdan beri duyarım, böyle koca bulmuş kırkında, Emine teyze. Rüstem Amca'nın oğlu birinci olmuş lisede. Deli Ayten aklını kazanmış bir gecede. Ve herkesin korkulu rüyası Ali Amca, pamuk gibi oluvermiş, bu ağaç sayesinde.

Anlayacağınız, ağaç dallarından medet ummuş bütün mahalle.

İyisi mi dedim, bırak inadı, bir kere de bunu dene! Ağaç dalında sallanan hayallerden zarar gelir mi hiç öyle? Belki biraz umutlanırsın, olacağına inanırsın. Olmazsa da ne kaybedersin, olduğu mu var sanki böyle!

Sonbahar rüzgârından bile hızlı koştum, ağaca giden yolda. Normalde hiç de hızlı koşamam aslında. Soluklanmak için bırak durmayı, yavaşlamadım bile. Eh, sonuçta vakit geçiyor her saniye. Hayallerimi yetiştirmem lazımdı, tükenmekte olan ömrüme.

Birkaç dakika sonra o heybetli ağacın yanındaydım. Dallarına baktım, gövdesine baktım, yerden bitme halimden utandım. Nasıl da gururla duruyordu önümde! Ezildim iyice. Ağaca baktıkça küçüldüm, ağaca baktıkça böceğe döndüm.

Dileklerim düştü kucağımdan az sonra. Ağacın yüksekliği, başımı döndürmüştü galiba. Hepsini topladım yerden tek tek. Allah'ım ne çok dilek tutmuştum ben, bu güne dek!

Bağladım hayallerimi, karşısına geçtim ağacın ve izledim. Benim hayallerim bu ağaca biraz ağırdı sanırım. Yine de yılmadım. Yıllardır bu hayali ben taşıyordum, bu ağaç ben kadar da mı yoktu canım!

Ardıma bakmadan yürüdüm. İçimdeki umutla sohbete daldım. Destek görür müydü bir gün, benim de umutlarım? "Neden olmasın!" dedi içimdeki pembe ses, "Yılmazsan eğer, senin de şansın döner." Gülümsedim. Şansımın en yakın yoldan geri dönmesini diledim. Bensiz nereye gidiyordu o hınzır! "Bi' dönsün, onun kulaklarından çekeceğim!"

"Hiç heveslenme." dedi türbe yeşili ses, "Sen gibi yığınla insan var. Hayat bir çeşit sınav. Kimileri kalacak, kimileri geçecek. Bazıları da ömrünü dereceyle bitirecek. Sen kaç kere dereceye girdin de hevesleniyorsun ki? Akıl mantık işi mi seninki?"

"Haklısın..." diyebildim sadece. Derin bir nefes çektim içime. Ama bu zamana dek, pembe olan hiçbir şey yanıltmamıştı beni. Pembe Ses de öyle olmalıydı, değil mi? Lakin Türbe Yeşili'ni dinlemediğim birçok zaman, hayal kırıklığına uğradım hemen her an! Şimdi de ona kulak vermeliydim belki. Heybeden savuracak kaç tane umudum vardı ki?

Yıllar geçti, hayallerim küçüldü, ben büyüdüm. Ama asla yok olmadık ikimiz de. Destek çıktık uzaktan uzağa birbirimize. Pembe Ses arada bir "Pes etme." diye fısıldıyor. Türbe Yeşil'i Ses hemen derin uykusundan uyanıp müdehale ediyor: "Boşa umutlandırıp durma şunu! Ölürken gözleri açık gidecek, senin safsataların yüzünden."


Oysa bu hayalimin gerçekleşmesi lazım ölmeden. Öldükten sonra anlaşılmışım, ne işe yarar sahiden?

###
O ağaç ve dallarında dileklerim ne haldedir bilmiyorum. Kimi zaman gerçekleşmeyeceğine inandığım dileklerimin yükü için, heybetli ağaçtan özür diliyorum.

Pembe Ses fısıldıyor şimdi kulağıma:

"Hazır Türbe Yeşili uyuyorken, haydi içten bir dua daha!"

Duam bende saklı kalsın ama dileğim içimden çıksın artık. Daimi hayalime -Türbe Yeşili'nin söylediklerine rağmen- inanan bir tarafım var hâlâ. Belki de asla asmamalıydım o defter ve kitapları, koca ağacın dallarına.

Yazar olayım diye, mendil yerine yazılarını ve sevdiği kitapları ağaç dalına bağlayan bir başka deli daha var mıdır acaba? Yoksa yazarlar aklı başında mı olmak zorunda?

Sen haklıydın Türbe Yeşil'i. Deliliğimden kaybediyorum ben. Doğru dürüst dilek dilemeyi bile bilmezken, umutlanıyorum bir de heybeden.

Yine de pembeler asla yanıltmadı beni.

Savurabilirim minik minik, birkaç umudumu daha belki.

Türbe Yeşil'i görmesin yeter ki.

"Haydi yüreğim, yeniden umut vakti!"
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets