15 Temmuz 2011 Cuma

Yüreğimdeki Kor

www.tips-fb.com


Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!







Saat 04.48. 


Diyarbakır'da şehit düşen 13 askerin isimlerini arıyorum. Henüz açıklanmamış. Fakat o isimleri ararken, arama motoruna "şehit askerlerin isimleri" yazmak bile, tek tek sönen ocakları getiriyor gözümün önüne. Oğlunun şehit düştüğünü öğrenen annenin içine oturan ve yaşadığı sürece orada kalacak olan korun, küçük bir parçası yakıyor bedenimi. Bu, gerçek ateşin verdiği acı gibi. Küçük bir parça kor ve bu acıdan şimdi ellerim titriyor.


Küçük evet... O annenin acısı yanında, benim kurduğum empatinin yangını ne derece büyük olabilir ki? Üzülmek başka, cayır cayır yanmak başka. Ateşin düştüğü yer başka, sıcağının hissedildiği yer başka. Yine de, yangını görmezden gelenlerden olmadım. Sıcağı, şezlongda güneşlenirken hissedenlerden değilim. Yahut kardeşlik palavraları atarken, kardeşini sırtından vuranlarla aynı kefeye hiç girmedim. Yine de bu neyi değiştirir ki? İsmi henüz açıklanmayan 13 şehit, arkalarında bıraktıkları kor parçalarının sönmek bilmeyecek ateşine karıştılar ve ruhları "Vatan sağ olsun!" diyor illa ki! 


Saat 05.01.


Nöbette olan ve şükür ki şu anda nefes alan vatan evlatları kadar uykusuz gözlerim. Yine de içimdeki o bir parça kordan kurtulmam mümkün değil. Biliyorum, sadece ben bu halde değilim. Milletçe yanıyor yüreğimiz, milletçe tek yürek halindeyiz. Sırf dik durmak istediğimizden hapsediyoruz gözyaşlarımızı bazılarımız. Bazılarımız ise engel olamıyoruz, 13 genç bedenin erken gidişlerine ağlayan gözlerimize. Oysa, henüz genceciktiniz 13'ünüz de. Belki de dünyanın en genç kahramanlarıydınız, adınız tek tek bilinmese de. Sırf biz rahat uyuyalım diye yataklarımızda, şimdi siz uyuyorsunuz kara toprakta. Başınızda hangi ninniyi söylesek, rahat eder ki ruhunuz? Yoksa bu koca kandırmaca bitmeden size de mi dar gelecek ahiret? Biliyorum, yalvaracaksınız yeniden şehit olabilmek için, tek tek. Bu vatanı, uğrunda defalarca ölmeyi göze alan kahramanlar koruyor çünkü. Vatandan öte zenginlik mi var, kim ne yapsın malı mülkü?


Saat 05.04.


İçimdeki öfkeyi kelimelere kusmak, sadece bendeki korun ateşini biraz olsun söndürebilir belki. Peki ya ciğeri kopup giden 13 annenin yüreği? Birçoğumuz yatağında huzurla uyuyorken şimdi, oğlunun vefat haberini alan 13 annenin gözüne bu gece bir dakikalık uyku girdi mi? Sırf bu sebeptendir ki ben de istemiyorum gözlerime yaklaşmak isteyen sinsi uykuyu. 13 can, gencecik yaşında kara toprak oldu. Ebedi uykudan daha mı kıymetli, yeni bir güne başlamak için uyuyacağım birkaç saatlik uyku?


Saat 05.08.


Kafamda yüzlerce soru. Artık namlu ucunda duranlar, kardeşti bir zamanlar. Aynı bayrak altında alınan nefeslerdi, şimdilerde yasaklananlar. Kimin maşası oldu masum bedenlerin katilleri ve kimin oyununa kurban gitti bu ülkenin kaderi? Kardeşlik denilen şey buysa eğer, düşmanlığın tarifi nedir? En büyük düşmanlık her daim, kardeş bilinenden mi gelir? Hangi soru işaretinden sonra verilen cevap, gencecik yürekleri bize geri getirir ki? Yahut, katil olmanın hangi bahanesi haklı kabul edilebilir?


Ruhumuzdaki tüm bayraklar yarıya indi şimdi. Masum askerimizin dökülen kanına mı bağlı kimilerinin geleceği? O gelecek, gencecik bir bedenin alamadığı son nefeste saklıysa eğer, hangi vicdansız öyle bir geleceği kendi davası olarak addeder? Masum yüreklerin ellerinden alınan gelecekleri mi biriktirecek, uluslar arası üne ulaşmış bu teröristler?


Saat 05.10


Takvimler 14 Temmuz'u gösterirken, yine ve yeniden kaç hayal daha yitip gitti. Ve kaç yürek daha gencecik yaşında hayata veda etti. Yarıda kalan hayatlar kadar mıydı düşman olmanın bedeli? Nerede asırlara sığdırılmış o kardeşlik? Nerede vicdan, nerede insan hakları, nerede tarihi birlik? Şimdi yanan ana yüreğini, hangi siyasi kişilik söndürebilir ki? Ve hangi kardeşliğe sığar, masum şehidimin kanının rengi?


Dünya bu savaşı seyrededursun, içim şehit annelerinin yüreğinden alınmış bir parça korla yanmaya devam ediyor. Yanmak da ne hatta; kavruluyor, kül oluyor! Fakat bu asla çaresizlikten değil. Bu, titreyen sesiyle "Vatan sağ olsun." diyen babanın acısına empati kurmaktan... Bu, ağlarken gözünden yaş gelmeyen annenin, yüreğinden akan acı kanın sıcağından... Bu, gözünü dahi kırpmadan canını feda etmekten çekinmeyen vatan evladına olan borcumdan..!


Hiç kimse -bu katliama seyirci kalırken- tarihin tozlu sayfalarında asırlaşmış zamanları, yalan yanlış eklemeler yaparak katliam diye sunmasın önümüze. Kimse kardeş olduğumuzu iddia etmesin, hatta ima etmeye yeltenmesin bile! Her geçen gün yüreğimizi dilim dilim kesen kardeşi reddediyorum ben! Toprağımın hakkını helal etmiyorum, her gün bir şehit haberiyle yanarken yine ve yeniden!


Bu sebeptendir birkaç dakika içinde klavyemin uzun paragraflar yazışı. Bu sebepten yüreğime kor olup oturdu, her bir şehidimin naaşı! Hepsi bir hilal uğruna evet. Bir hilal uğruna şehitlerimizle doldu taştı Cennet. O hilal ki kıpkırmızı kanın tam da ortasında durmakta. Bayrak olup dalgalansa da, yıldız olup gökte dursa da... 


Saat 05.23.


Yatağımda rahat uyuyayım diye girdiğin o toprakta, şimdi sen rahat uyu şehidim. Acınla baş başa kaldım lakin, gurur duyuyor seninle yüreğim! Sen ki kalleşçe gözünü dikmedin, hakkın olmayan bir karış toprağa bile. Sen ki vatanını savundun, tek bir leke getirmedin şerefine. Bundan sebep, yüzüme yansıyan ve ateş topu halinde yanmakta olan bu buruk gurur. Tabutuna sarılan bayrak, bu vatanı her daim, gölgesinde saklayacak. Sen ve senin gibi vatan evlatlarının acısına doyduk, fakat yaşattığınız gurur sonsuza dek bizimle olacak! 


“Bu, taşındır.” diyerek Kabe’yi diksem başına,
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına,
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle,
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan,
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem,
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem,
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana;
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

✿ Ziyaretçiler

Powered By Blogger

FeedBurner

Add to Google Reader or Homepage

ECBanner
Recommended Post Slide Out For Blogger
 
BlogOkulu Gadgets