Geceden daha siyahtır günah siyahı. Ne temizlenebilir gözyaşlarıyla, ne de silinebilir bir parça acıyla.
Hayalini kurduğumuz beyaz atlı prenslerin olmayan masalıdır bu. Atlar şahlanır ve üstlerinde hayalleri kurulan şövalyeler vardır. Evet, Sith Lord kostümü giyenler, bunlardan sayılmalıdır. Dünyayı kurtaracaktır her biri ve her birine içimizden birilerinin kalpleri limandır. Ne gemiler kalkar o kalplerden, kaç yelken foradır ve kaç kaptan bir dahaki seferine dek bilinmeze yol almıştır.
Beyazdır atları, beyaz temizdir çünkü. Beyazdır; çünkü en küçük lekeyi bile olduğundan büyükmüş gibi taşır. Ne var ne yoksa hepsi apaçıktır. Gizlisi saklısı yoktur, her şeyiyle gözün gördüğü kadardır.
Çünkü onların sadece atları değil, yürekleri de beyazdır.
Çünkü buraya kadar her şey yalancı birer masaldır.
Masallar da yalandır. Birçok şeyin yalana karışmaktan kendini alıkoyamadığı gibi... O masallar ki hiç beyaz at yaşamaz o ülkelerde. Aslında hiç olmamışlardır. Her yer simsiyahtır. Hayır, gece gibi değil, günah gibi. Gece aydınlanır her sabah ama, günahlar durur zift karasıyla. Her biri bekledikçe olgunlaşır, büyür. Olgun yalanlar, daha da siyahtır. Ve o şövalyeler aslında birer Oompa Loompa'dır. Zira temiz tarafları yalnız bir cüce boyundadır.
İşte, o yalancı masalların sözde beyaz atlı prensleri de gece kadar siyah atlara binerler. Atları hem onların yüküne mahkumdur hem de yalanların. Yalanla şovalyeler bir olur, kâh atlara, kâh kir tutmamış kalplerimize yüklenirler. Olduklarından daha ağırdırlar, tahammül edilemezler.
Çoğumuz sanırız ki, gözyaşlarımızla temizlenecek kadar siyahtır şövalyeler. Oysa, günah kiri yalanlara öyle bir yapışmıştır ki, tüm prensesler ağlasa yine de o kiri temizleyemezler.
Zaten prensesler, ağladıkça çirkinleşirler.
O vakit, dört nala kaçışır günah siyahı atlara binen şövalyeler.
